Zaman geçtikçe, yavaş yavaş, bu işlemden usanacaktı. Zihinden bulup çıkarmak, tozunu almak, çoktan ölmüş anı yeniden diriltmeye çalışmak giderek daha yorucu olacaktı. Ve işin doğrusu, bir gün, yıllar sonra bir gün gelecek, Leyla artık onu kaybettiğine ah vah etmeyecekti. En azından, şimdiki kadar sık, daha doğrusu, böyle kesintisizce değil.
Gün gelecek, erkeğin yüzünün ayrıntıları belleğin pençesinden sıvışacak, sokakta oğlu Tarık’a seslenen annenin sesini duymak, kızın bir anda bütün palamarlarını kesip onu rüzgara, açık denizlere savurmayacaktı.
Tarık’ı şu anki kadar çok özlemeyecek, yokluğunun sancısı şimdiki gibi Leyla’ya sımsıkı yapışıp, ayrılmaz bir yoldaşı olmayacaktı – bir uzvunu kaybedenlerin hissettiği şu hayali acı gibi.
Bin Muhteşem Güneş, Khaled Hosseini
Benzer Kitap Sözleri
- Sinan Akyüz: Kendi hayallerine beni de dahil etme!
- Fyodor Mihayloviç Dostoyevski: Önünde yepyeni bir dünya tüm parlaklığıyla belirdi!
- Pablo Escobar Sözleri: Kimse sahip olduğu hayalleri kontrol edemez.
- Charles Dickens: Oysa şimdi ben ondan daha yaşlıyım.
- Mark Twain: Hayallerinizi küçümseyenlerden uzak durun!
- Stephen King: Normal olmak zorunda değilsiniz
- Fyodor Mihayloviç Dostoyevski: Etiyle, kemiğiyle gerçek bir insan olmak o kadar zor ki…
- Anonim: Ve sonra asla dönüp arkana bakma!
- Anonim: Özgür olmak, kendine karşı doğru olmaktır
Bir yanıt yazın