Seni budala! Yazmak istedin ve yazmayı denedin, oysa yazacak hiçbir şeyin yoktu. Ne vardı kafanda?
Bazı çocukça yaklaşımlar, olgunlaşmamış hisler, hazmedilmemiş bir sürü güzellik, kapkara bir cahillik yığını, patlayacak kadar aşkla dolmuş bir yürek, aşkın kadar büyük ve cehaletin kadar yararsız bir tutku.
Yine de yazmak istedin! Oysa, yazacak bir şeyler bulmanın eşiğindesin daha
Güzellikler yaratmak istedin ama, güzelliğin doğası hakkında hiçbir şey bilmezken bu nasıl olacaktı? Yaşamın temel niteliklerini bilmezken, yaşam hakkında yazmaya kalktın. Dünya ve varoluşun düzeni hakkında yazmak istedin, oysa senin için dünya bir Çin bilmecesinden farksızdı ve bilgisizliğini kağıda dökebilirdin ancak.
Ama neşelen Martin, evladım. Yazmayı başaracaksın. Bir şeyler öğrendin, az bir şeyler; daha fazlasını öğrenme yolunun başındasın.
Bir gün, şanslıysan eğer, bilinecek her şeyi öğrenmeye çok yaklaşacaksın. O zaman yazabilirsin.
Martin Eden, Jack London
Bir yanıt yazın