“Gelecek, onu görene kadar şekilsizdir. Bir parayı havaya attığında iki olası gelecek vardır, birinde para yazı gelir, diğerinde tura, ama sen görene kadar ikisi de değildir.” Olasılıksız, Adam Fawer
Bu hayatta mutlu olmanın yolu beklentileri düşük tutmaktır. Yoksa kanatlarından vurulmuş kuşa dönersin… Sabahattin Ali
Bir insan sefalet bataklığına düşmeye görsün. Çırpındıkça aşağılara iner. Biri çıkıp da elinden tutmayacak olursa, gırtlağına kadar batar; bütün ümitleri söner .O zaman dehşetlerin en korkuncu mümkün hale gelir. Kaybedeceği bir şeyi kalmadığını düşünerek değil krala, Tanrı’ya bile küfreder… Baba,… Continue Reading →
Bu hal büyük şeytanın daha çok hoşuna gitmişti: -Ekmeğin acısını iyi çıkardın. Yalnız bir anlat bakalım, nasıl yaptın bu şarabı? Herhalde ilk önce içine tilki kanı kattın. Bu yüzden köylüler onu içince tilki gibi kurnazlaştı. Sonra kurt kanı koydun. Bunun… Continue Reading →
Ne senden rüku Ne benden kıyam, Selamün aleyküm, Aleyküm selam. Yalnız Efe, Ömer Seyfettin
Şöyle dedi: “Çok korkuyorum.” “Neden?” diye sordum. “Öyle mutluyum ki, Doktor Resul. Böylesine büyük, müthiş bir mutluluk, insanı korkutuyor.” Yine nedenini sordum, şöyle dedi: “Senin bu kadar mutlu olmana, ancak senden bir şey almaya hazırlandıkları zaman izin verirler.” Uçurtma Avcısı,… Continue Reading →
“Sonumuzu bilerek yaşasak, her gün ölürdük herhalde. Oysa en ümitsiz hasta dahi küçük bir umutla yaşıyor yüreğinde…” Handan, Ayşe Kulin
Sizin hiç babanız öldü mü? Benim bir kere öldü kör oldum Yıkadılar aldılar götürdüler Babamdan ummazdım bunu kör oldum. Pembe ve Yusuf, Canan Tan
“Dünyanın anlamının farkına varmadan dünyada yaşamak, kitaplara dokunmadan büyük bir kütüphanede dolaşmaya benzer.” Kayıp Sembol, Dan Brown
Bir kitabı okurken geçen iki saatin, ömrümün birçok senelerinden daha dolu, daha ehemmiyetli olduğunu fark edince insan hayatının ürkütücü hiçliğini düşünür ve yeis içinde kalırdım. Kürk Mantolu Madonna, Sabahattin Ali
Sonra sinemada oturup öne eğiliyorlar heyecanla. War Correspondent (savaş muhabiri) adında vasat bir film izledikleri; her türlü çatışmanın altı bin mil uzağında, muhtemelen insanların savaşı hiç görmediği bir yerde çekilmiş. Film yalnızca yakışıklılığı, zekası, cesareti ve laf oyunlarıyla Nazi Almanyası’nın… Continue Reading →
Ahlâk, bireydeki sürü dürtüsüdür. Herkes için geçerli olan bir ahlâk sistemi temelde ahlâksızdır. Ahlâk ne akılcı, ne mutlak ne de doğaldır. Dünya, her biri evrensellik iddiasında bulunan birçok ahlâk sistemi görmüştür.Dolayısıyla ahlâk sistemleri evrensel değildir, yaratıcılarının belli çıkarlarına hizmet ederler… Continue Reading →
İçlerinde gizli bir aşkın büyümesine izin vermek tüm kadınların ortak çılgınlığıdır. Eğer bu aşk karşılık bulamazsa, can bulduğu hayatı yiyip bitirir. Yok, eğer karşılık bulursa, aldatıcı bir ümitle, çıkışı olmayan vahşi bataklıklara sürükler insanı. Jane Eyre, Charlotte Brontë
“Sürekli çektiğim açlığa hayran kalın, istedim” dedi açlık canbazı. “Hayran kaldık zaten.” diye yanıtladı gözetmen, “hayran kalmamalısınız ama dedi tekrar canbaz. “O halde hayran kalmayız biz de” dedi gözetmen, “peki niye hayran kalmamızı istemiyorsun?” “Aç kalmak zorunda olduğum için. Çünkü… Continue Reading →
Yoksulluğu itiraf eden bir toplum, yani savaşı itiraf eden bir insanlık, bana daha aşağı bir toplum ve çekingen bir insanlık gibi görünüyor; Bu, daha yüksek bir toplum ve amaçlamış olduğum daha yüksek bir insanlıktır. Krallar olmadan bir toplum, engelsiz bir… Continue Reading →
“Terörizmin tek bir amacı vardır; “Masum insanları öldürmek.” Melekler ve Şeytanlar, Dan Brown
Tesadüf seni önüme çıkarmasaydı, gene aynı şekilde, fakat her şeyden habersiz, yaşayıp gidecektim. Sen bana dünyada başka bir hayatın da mevcut olduğunu, benim bir de ruhum bulunduğunu öğrettin. Kürk Mantolu Madonna, Sabahattin Ali
En acısı da ne biliyor musun? “Aslında sana hiç sahip olamadığımı, seni kaybettiğimde anlamış olmam.” Yüreğim Seni Çok Sevdi, Canan Tan
Ve Sylvia’nın neden çığlık attığını anlıyorum. Vivian kafasını çevirip çalıların arasına kusuyor. Bense uyuşmuş gibiyim, hareket edemiyorum. Sylvia dibimde sızlanıp hızlı hızlı nefes alırken, ben otların düzleştiği bu bölgeye dağılmış çeşitli kemikleri inceliyorum. Nedense bu alemden kopup gitmiş gibiyim; sanki… Continue Reading →
“Budistler neden tütsü yakarlar, Baba?” Babası güldü, gülünce gözlerinin ve ağzının kenarındaki deri büzüldü. “Eh, aslında çok neden var , ama asıl neden seni şaşırtabilir.” “Nedir o? Babasının öykülerini her zaman heyecanla dinleyen Winter öne doğru eğildi. “İki bin yıl… Continue Reading →
© 2024 Kitap Sözleri