“Arenaya adımınızı attığınız anda, bütün dünya çok uzakta kalıyor. Sevdiğiniz ya da önemsediğiniz herkesin varlığı neredeyse sona eriyor. Pembe gök, ormandaki canavarlar ve kanınıza susamış haraçlar asıl gerçekliğiniz haline geliyor. Önemli olmuş ve olacak tek şey haline… Kendinizi ne kadar… Continue Reading →
Evet, şöyle söylemem gerekiyordu ona: “Köylünün her çeşit yenilikten nefret ettiği için işlerimizin yürümediğini, onu güç kullanarak yola getirmenin gerektiğini söylüyorsunuz. Ne var ki, bu yenilikler olmadan işler hiç yürümeseydi, haklı sayılabilirdiniz. Oysa işler ancak, işçinin kendi alışkanlıklarına göre davrandığı… Continue Reading →
Raşit eve savaş haberlerini taşımayı sürdürüyordu; kurulan, bozulan ittifaklar, adam ne kadar açıklamaya çalışsa da, Leyla’nın aklını karıştınyordu. Sayyaf Hazaralarla çarpışıyor, dedi. Hazaralar Mesut’la çarpışıyor. “O da, Pakistan’ın desteklediği Hikmetyar’la savaşıyor elbette. Ölesiye düşman, bu ikisi. Mesut’la Hikmetyar. Sayyaf, Mesut’un… Continue Reading →
Gün gelir, genç kadınlar ya ölü bulunur ya da intihar ederlerdi. Önce derin bir sessizlik olurdu. Kimse bir şey söylemez, sormaz, sanki bilmek istemezdi ölüm nedenini. Sonra zaman içinde bir fısıldaşma başlardı. Kadınlar çeşme başlarında, evlerinin önünde, imecelerde kulaktan kulağa… Continue Reading →
Gün ağarmasıyla başlayan senfoni orkestrası… Orkestra şefi Güneş, gökyüzünü aydınlattıkça orkestranın katılımcıları çoğalıyor. Ta ki ortalık aydınlanıncaya kadar… Kemanda bülbüller, trombonda kazlar, klarnette kargalar, ritim gitar da kumrular, davul ve bateride köpekler, solo gitarda horozlar, orgda kurbağalar… Tanrı’nın orkestrası! Basların,… Continue Reading →
Mutluluk, her an yanında hissedeceğin dostlarının olmasıdır. Mutluluk, en sıkıntılı anında dostlarının seni aramasıdır. Mutluluk, yüreğinde hissettiğin gülümsemedir. Mutluluk, gözünü açtığında güneşi görebilmektir. Mutluluk, çocuğunun sana ‘ anne’ demesidir. Mutluluk, yağmurun altında amaçsızca yürümektir. Mutluluk, sokakta hiç tanımadığın birine ‘… Continue Reading →
“Ben zalimler çağında yaşayan bir alçaktım. Tanrıların korkak haline getirdiği bir alçak. Alçakların en acınacak olanı, en tiksinti vereni. Yüreğini dalkavuk, aklını düşmanlıkla besleyen sinsi bir saray yazmanı.” Patasana, Ahmet Ümit
İnsanların çoğu, en iyi arkadaşını alçalmış görmekten mutlu olur. Genellikle arkadaşlıkların bu temele inşa edildiğini de söylemek abartı olmaz. Bütün düşünen insanlar, bu eski gerçeği bilir. Kumarbaz, Dostoyevski
Bilmem yalnızlık efendi ile aranız nasıl? Benim oldum olası iyidir. Severim kendisini, zannımca o da benden memnundur. Yalnızlık efendi uzunca boylu, titiz, temiz, ve bakımlıdır. Çok yakışıklı sayılmaz belki, fakat hayli alımlıdır. Kıyafetlerini nerede diktirir bilmem, ama giyimi kuşamı farklıdır…. Continue Reading →
Bazen Tanrı oluyorum, eğer bir adamın öleceğini söylüyorsam, adam aynı gün ölüyor! Pablo Escobar
Güzel kadınlara çok fazla anlam yükleniyor; bu onların üzerine yapışan bir yalan. Küçükken onlara prenses olacakları söylenir. Biraz büyüyünce geleceğin mankeni olarak görülürler. Ve daha sonra oyuncu. Bu kızlar yavaş yavaş, hayallerinin içinde bitkin düşerler. Tüm kararlılıklarını yitirirler. Jean Christophe… Continue Reading →
“Satranç hayat gibidir.” Her parçanın kendi işlevi vardır. Bazıları zayıftır, bazıları ise güçlü. Bazıları oyunun başında işe yarar, bazılarıysa sonunda. Ama kazanmak için hepsini kullanmak zorundasın. Aynen hayatta olduğu gibi, satrançta da skor tutulmaz. On parçanı kaybedip, yine de kazanabilirsin… Continue Reading →
Sanki bu vatan bir karpuz da her geçen gün elindeki dilimden, ağzının suları akarak, bir parça daha ısırıyor gavur. Veda, Ayşe Kulin
Tesadüf seni önüme çıkarmasaydı, gene aynı şekilde, fakat her şeyden habersiz, yaşayıp gidecektim. Sen bana dünyada başka bir hayatın da mevcut olduğunu, benim bir de ruhum bulunduğunu öğrettin. Kürk Mantolu Madonna, Sabahattin Ali
Aşkın sırrı cehennemden korkmamak ve cenneti arzulamamaktır. Aşkın sırrı su yerine susuzluğu aramaktır. Aşkın sırrı Allah’tan Allah’a yakınlığı satın almaktır. Aşkın sırrı Rabb’imizin bize duyduğu sevgiden dolayı var olduğumuzu bilmektir. Aşkın sırrı hem aşık hem maşuk olmaktır. Aşkın Gözyaşları 2,… Continue Reading →
Aşkta, kalp beynin memurudur. Aşkı, beynin değil, kalbin etkinliği sanmak, satrancı beyin sporu değil, el/parmak sporu sanmaya benzer. Mümin Sekman, Her Şey Beyinde Başlar (Sayfa 23)
Zararsız salaklar ceplerinde birkaç tane hapla yakalanınca hapsi boylarken; kötü insanlar, masumları öldüren kötü insanlar, yetenekli avukatları sayesinde hukuk sistemiyle dans ediyorlar. John Verdon, Kurt Gölü (Sayfa 419)
Bir kadının dudaklarında değildir aşk. Bedeninde hiç değildir. Aşk, kadının göz kapaklarındadır. Kadın, göz kapaklarında saklar o adamı. Ne kadar yanarsa yansın canı, ağlayamaz bazen. Sımsıkı yumar gözlerini. Adam hep orada kalır. Kadın, asla bırakmaz adamı. Kadın, asla vazgeçmez ondan…. Continue Reading →
Ne çok gülmüşümdür içinde binlerce kötülük bulunan ama kendini iyi biri zanneden zayıflara. Nietzsche
Öyle büyümüş ki içimizdeki yalnızlık, sevilmeyi beklerken, beklemeyi sevmişiz. Cemal Süreya
© 2024 Kitap Sözleri