Hayat sayfaları bomboş bir hikaye kitabıdır. Kalem ortada kelam kafadadır. Hayatı ya hafızadan yaşarsın ya da yaşadıklarını hafızalara kazırsın. Kesmeşeker, Eddi Anter
Kimin ne dediğinden çok, sizin ne hissettiğiniz önemlidir. Mükemmel Annelikten Vazgeçtim, Hale Erdoğan
Bir kadında mantık devreye girerse, duygular devre dışı kalır. Sen On Yedi Yaşımsın, Miraç Çağrı Aktaş
Zaman var ya zaman, ah öyle bir ilaç, öyle bir merhem ki… Her şeye alıştırıyor insanı… İki Gözüm Despina, Yasemin Özek
Her çocuk özeldir, kıyaslama yapmak yerine çocuğunuzu olduğu gibi sevin. Mükemmel Annelikten Vazgeçtim, Hale Erdoğan
Dünyayı seyrederken öğrendiğim bir şey varsa, o da insanların göründüğü gibi olmadıklarıdır. İhanet, Camilla Grebe
Vazgeçmeyi bilmeyen, karakterini düşürür. Gölün Dibindeki Ev, Josh Malerman
Ailelerin uzman psikolog olmalarına gerek yok. Sadece iyi olsunlar yeter. Anne Beynim Aç, Bahar Eriş
Değer taşıyan tek hikaye vardır, O da bedelini senin ödediğindir. İhanet, Camilla Grebe
Ellerimin görüntüsünden, aynada gördüğüm sallanan kafamdan ve çarpık ağzımdan nefret ediyordum artık. Çok geçmeden aynadan da nefret etmeye ve korkmaya başladım. Bana çok fazla şey anlatıyordu. Diğer insanların bana baktıklarında ne gördüklerini; ağzımın onu her açtığımda çarpıldığını, çirkin ve aptal… Continue Reading →
Beni herkesin sevip sayması umrumda değil, Ama işin ucunda haksızlık olduğunda tahammülüm yoktur. İki Gözüm Despina, Yasemin Özek
Sus! Ona doğduğundan beri birileri susmaktan bahsetti. Susmanın ne kadar kutsal bir şey olduğunu anlattılar hep. Susmak altın, konuşmak gümüş dediler. Altının gümüşten daha iyi olduğunu, daha pahalı olduğunu da onlar söyledi. Düşündü. “Altın daha iyi ise ve susmak altınsa… Continue Reading →
Biliyor musun? Sen bir dahi olarak gelmiştin dünyaya. Tüm dahiler gibi sana göre de imkansız hiçbir şey yoktu, ta ki o güne kadar… Babanla, parkta kumdan kale yapıyordunuz. O esnada bir uçak geçiyordu parkın üzerinden. Sen uçağı göstererek “Baba onu… Continue Reading →
Herkesin içinde sabırlı bir tohum gibi kendi kozasında saklı duran bir aşk yatar; bir gün bir güneş parlar bir yağmur düşer ve tohumun çatlayıp çiçekler açtığını ruhunuzun rengarenk bir ağaç gibi rüzgarlarla dans ettiğini görürsünüz. O rüzgarlarla dans eden çiçekler… Continue Reading →
Toplumla lider ilişkisi, aynı kafeste kapalı kalmış bir insanla bir hayvanın durumundan pek farklı değildi. Diktatörlükte kafesin kapısı birden açılır ve içeri aç bir aslan atılırdı. Ama demokrasi insanın ne tür bir hayvanla kafese kapatılacağını seçme özgürlüğüydü. “Etobur mu? Otobur… Continue Reading →
Hastayken, Mısır Çarşısından ot seçmek yerine, Sahaflardan kitaplar devşirmeye bakmıştım. Henüz bu kitapları iyi, kötü diye ayırt edebilecek bir müdir fikir ölçüsüne de malik değildim. Tasavvufa, İslam mütefekkirlerine, evliya menkıbeleri.dit ne varsa… Kafamda tamamıyla posalaşmış; hurdalaşmış hale gelen Batı büyükleri… Continue Reading →
Vaterlo’dan evvvelki mağlubiyetinde Elbe’ye sürüldü. Elbe’den kaçtı, üç dört kişiyle Fransa’ya ayak bastı. Üzerine koca bir ordu sevkettiler. Çünkü (Napolyon) şaka değil, bir zıpzıp kadar ama, Paris’e doğru gelirken yuvarlana yuvarlana Uludağ olacak… Yanında bulunan yakınlarından (Kont dö Montelon) isimli… Continue Reading →
Akşam ezanına yakın, köye döndüler. Dedelerinin pişirdiği domatesli bulgur pilavı, ocak başındaki toprak tencerede demleniyordu… Dört Kardeştiler, Gülten Dayıoğlu (Sayfa 31)
© 2024 Kitap Sözleri