Sultan Mahmud’a; -Efendimiz, adamın biri peygamberliğini ilan etti derler. Padişah; -Getirin bana! der. Sahte peygamberi getirirler; yalın ayak başıkabak, açlıktan avurdu çökmüş, üstü başı dökülen biri. -Götürün bunu, kırk gün yağ balla, fındık üzümle, baklava börekle besleyin! der. Kırk gün… Continue Reading →
Çok uzak bir krallıkta çok güzel bir genç kız varmış. Kız kardeşleri kendilerine uygun insanlarla evlenmişler ama muhteşem güzelliğine rağmen genç kız kimseyle evlenmemiş. Komşu bir köydeki bilge kadın ona aşkı bulabilmesi için ormanda ay ışığı altında kırmızı bir tilki… Continue Reading →
Evlilik, inanmadığım halde içerisinde 17 seneyi bitirdiğim bir kurum benim için… 17 senede (abartmıyorum) 40 çift arkadaşımın son verdiği kurum aynı zamanda da… Evliliğimin bu kadar uzun sürmesinin gizi belkide kuruma inanmamaktan geçiyor. Evliliği toplumun dayattığı şekilde yaşamamaktan… Nedir bu… Continue Reading →
Kartallar, kuş türleri içinde en uzun yaşayanıdır. 70 yıla kadar yaşayan kartallar vardır. Ancak bu yaşa ulaşmak için, 40 yaşındayken çok ciddi ve zor bir karar vermek zorundadırlar. Kartalların yaşı 40′a vardığında pençeleri sertleşir, esnekliğini yitirir ve bu nedenle de… Continue Reading →
Eğer yürüdüğünüz yolda güçlük ve engel yoksa bilin ki o yol sizi doğru bir yere ulaştırmaz. Eski zamanlarda bir kral, saraya gelen yolun üzerine kocaman bir kaya koydurmuş, kendisi de pencereye oturmuştu. Bakalım neler olacaktı? Ülkenin en zengin tüccarları, en… Continue Reading →
Pablo Neruda: Benim şiirimle kızı baştan çıkarmışsın. Postacı: Senin yazdığın şiirle kızı baştan çıkardığım doğru ama o şiir sana ait değil. Pablo Neruda: Benim yazdığım şiirin bana ait olmadığını mı söylüyorsun? Postacı: Evet. Şiir, yazana değil ihtiyacı olana aittir.
Bir üniversitenin kütüphanesinde oğlan kızın masasına yaklaşarak yavaşça sorar: “Yanınıza oturabilir miyim?” Kız, yüksek sesle yanıt verir: “Gecemi sizinle berbat etmek istemem…” Kızın sözlerini herkes duymuş, başlarını kaldırmış, dik dik ayaktaki oğlana bakmaktadırlar. Oğlan çok utanır ve hiçbir şey diyemeden,… Continue Reading →
Adamın biri yeni ulaştığı otele kaydını yaptırır. Odasına girdiğinde masada bir bilgisayar görür ve karısına e-mail atmaya karar verir. Fakat yazdığı mesajı farkında olmadan yanlış bir adrese gönderir… Tam bu sırada farklı bir yerde kadın, kocasının cenaze töreninden evine yeni… Continue Reading →
İnsan vicdanının sesinden kaçamaz ve ussalaştıramazsa fiziksel ve zihinsel hastalıklar ortaya çıkar. Erich Fromm
Üzülme! Üzülebiliyorsan bir kalbin var demektir. Kalpsizler üzül(e)mezler ki. Ne mutlu sana ki, üzülebiliyorsun. Dokunan var demek ki kalbine. Ya dokunulmasaydı kalbine. Ya hüznün gönül toprağını karmasına izin verilmeseydi. Demek ki gözden çıkarılmadın. Demek ki sen hâlâ bir umut tarlasısın…. Continue Reading →
Çok eski yıllarda İngiltere’de bir gelenek varmış. Sıradan bir vatandaş öldüğünde kilisenin çanı bir kez çalınıp herkese duyurulurmuş. Bir asil öldüğünde iki kez, kralın bir yakını öldüğünde üç kez, kral öldüğü takdirde ise dört kez çalınırmış. Günün birinde herkesin hak… Continue Reading →
Karıkoca birlikte tatile çıkarlar. Gittikleri yerde kamp kurarlar. Tatillerinin ikinci gününün akşamı güzel bir yemek yiyip uykuya dalarlar. Birkaç saat sonra kadın uyanır ve kocasını da uyandırır. Adam uyku sersemidir; Güzel bir rüyadan uyandırıldığı için de biraz kızgındır: -“Ne oldu?… Continue Reading →
Adamın biri birgün bahçesinde otururken hayvan dışkısından top yapan bir böceği görmüş, böcek pisliği ayakları ile yuvarlayarak giderken içinden şöyle geçirmiş: -“Ey Allahım! Her şeyi çok güzel çok hoş yaratmışsın da, şu böceği sırf pislikle uğraşsın diye mi yarattın?” Aradan… Continue Reading →
Büyük bir havalimanının bekleme salonunda, genç bir kadın uçağına binmek üzere bekliyordu. Uçağın hareketine saatler olduğu için zaman geçirmek için bir kitap ve bir paket küçük kurabiye satın aldı. Dinlenmek ve kitabını okumak için vip salonunda bir koltuğa yerleşti. Kurabiye… Continue Reading →
Olay New York havalimanında gerçekleşti. Kalabalık bir uçak rötar yaptı. Tek bir görevli oldukça uzun bir kuyruktaki yolcuların uçuşlarını tekrar düzenliyordu. Aniden oldukça kızgın yolcu diğer bekleyenleri yararak geldi. Biletini masaya koydu “Ben birinci sınıf yolcuyum ve bu uçakta olmalıyım.”… Continue Reading →
Bir adam Microsoft şirketine iş için konuşmaya gidiyor. Girmek istediği iş de tuvalet temizleyiciliği. HR menajeri ile görüşüp tıkanmış bir lavaboyu temizleyip testten geçiyor. HR menajeri adama testi geçtiğini, hangi gün saat kaçta iş başı yapması gerektiğinin kendisine e-mail yoluyla… Continue Reading →
Melek, Şunu öğrendim ki, insan kendi çabasıyla değil sevgiyle yaşar, dedi. Ne çocuklarının yaşamak için neye ihtiyacı olduğunun bilgisi anneye verilmiştir, ne zengin adam kendisinin gerçekte neye ihtiyaç duyacağını bilebildi, ne de hiç kimse akşam olmadan önce giymek için bir… Continue Reading →
Çin, asırlar boyunca kapalı bir ülkeydi ve yabancılar burayı keşfetmeye pek yanaşmazlardı. Avrupalı tacirler kaçakçılıkla Çin’e yüksek miktarlarda afyon getirdiler, insanlar bağımlı hâle gelerek afyona karşılık altın vermeye başladılar. Çin hükûmeti bu afyon ticaretini durdurmaya çalıştı ve İngilizler onları korkutmak… Continue Reading →
Pangolin, karınca yiyen ve armadilloya benzer bir hayvan cinsidir. Pangolinler, Güneybatı Asya’da, Endonezya’da ve Afrika’nın güneyindeki Sahra Çölü’nde yaşar. Karınca yiyenler gibi, pangolinlerin de dişleri yoktur; uzun ve dar burunları, uzun kuyrukları vardır. Benzeri dilleri vardır ve dillerini çok uzak… Continue Reading →
Dinozorlar 64 milyon yıl önce, ölmeden 150 milyon yıl gibi çok uzun bir süre yaşadılar. Tüm dinozorlar neredeyse aynı zamanda öldüler. Ancak bunun birkaç günde mi, birkaç yılda mı bir veya iki asırda mı yoksa birkaç bin yılda mı olduğunu… Continue Reading →
© 2024 Kitap Sözleri