Yatağıma girdim yine. Bu sefer yatak örtüsünü çekmedim başıma. Örtüyü katlayıp koltuğun üzerine bıraktım, ışığı kapattım, yorganın altına girdim. Daha derin, daha sıcak bir mezara yatar gibi… Ve merak ettim ana rahmi de böyle bir yer midir diye?
Nasıldır hakikaten?
Sıcak,karanlık ve derin bir yalnızlık içeren… Anaya mesafeli,anadan uzak ! Tıpkı benim anam gibi, cismen var, ama manen yok olan…Sevmeyen, korumayan, oralı olmayan, analık görevi yavrusunu doğurduğu an biten bir ananın döl yatağı böyle olmalı.
Ben anamın bir kalbi olduğunu ancak, atışını saat gibi tık tık duyduğumda bilmiş olmalıyım. Rahmindeyken. Keşke hep orada kalsaymışım. Anamın kalbine yakın…
Bora’nın Kitabı, Ayşe Kulin
Bir yanıt yazın